Çin‘de yapılan bir araştırma, günümüzden 295 bin ila 215 bin yıl önce nesli tükenen Gigantopithecus blacki primatının iklim değişikliğine bağlı meydana gelen çevresel değişimlere adapte olamayarak yol olduğunu ortaya koydu.
Nature dergisinde yayımlanan çalışma, dünyada yaşamış en büyük primat olan ve Asya maymunları arasında yer alan Gigantopithecus blacki’nin neslinin tükendiği süreci ele aldı.
Araştırma bulgularını AA muhabirine değerlendiren Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Alper Yener Yavuz, Gigantopithecus cinsine ilişkin ilk bulguların 1910’lu yıllarda tespit edildiğini ve o dönemlerde başlayan araştırmaların 2024’ün ilk günlerinde tamamlanan çalışmayla sona erdiğini söyledi.
Gigantopithecus blacki’nin 2 milyon ila 200 bin yıl öncesini kapsayan bir zaman diliminde yaşadığını ve Çin’de 1935 yılında primata ait dişlerin bulunmasıyla araştırmaların hız kazandığını belirten Yavuz, son çalışmalar kapsamında Çin’deki mağaralarda bulunan diş, çene ve diğer vücut parçaları ile diğer faunal kalıntıların kapsamlı şekilde incelendiğini ifade etti.
“O DÖNEM ÇOK CİDDİ BİR İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VARDI”
Bir türün gıda sıkıntısı yaşadığı ve kendine uygun yaşam alanı bulamadığı zaman göç etmeye, göç etmiyorsa değişime, değişmiyorsa yok olmaya zorlandığını kaydeden Yavuz, “O dönem çok ciddi bir iklim değişikliği vardı, bizim bildiğimiz son buzul çağıydı. Ama burada problem, hava çok soğuk olduğu için donarak yok olmak değil, bu durum sadece hayvanları değil bitkileri, florayı ve ekosistemi de etkiliyor ve Gigantopithecus blacki’nin değişen iklim ve floraya uyum sağlayamadığını fark ediyoruz. Çalışmada ayrıca değişen hayvan faunasındaki türlerin aynı besinleri yiyen diğer hayvanlarla mücadele edemediği için de yok olduğu belirtiliyor.” dedi.
İklim değişikliğiyle farklılaşan çevresel faktörlerin meyve, meyve tohumu ve kozalak gibi bitkisel kaynaklarla beslenen Gigantopithecus blacki’yi bambaşka bir beslenme tercihine sürüklediğine dikkati çeken Yavuz, primatın temel besin maddelerine erişebilse dahi yan besin maddelerinin çok fazla değişmesi sonucu gıda kaynaklı problemler yaşadığını aktardı.
Çin’deki mağaralarda bulunan bütün çene parçasının, çalışmanın temelini oluşturduğunu vurgulayan Yavuz, elde edilen 2 bin diş sayesinde de Gigantopithecus blacki’nin kabuklu meyve, meyve çekirdeği veya kozalak gibi maddelerle beslendiğinin kanıtlandığından bahsetti.
MEVSİMSEL ORTAM DEĞİŞİKLİĞİ YOK OLUŞA SÜRÜKLEDİ
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, günümüzden yaklaşık 7 ila 2,6 milyon yıl önce yaşanan Pliyosen dönemden, son 2,6 milyon yılda yaşanan Kuvaterner döneme geçişte önce sıcak daha sonra ise soğuk koşulların etkili olduğunu bildirdi.
Gigantopithecus blacki’nin yaşadığı dönemin erken-orta Pleyistosen olarak adlandırılan zaman aralığına rastladığını belirten Türkeş, Pleyistosen dönemin orta-geç evresinde belirgin ardışık buzul ve buzul arası çağların yaşandığı bilgisini paylaştı.
Buzul çağıyla birlikte hava sıcaklıklarının azaldığı, deniz seviyesinin düştüğü ve atmosferik yağışların büyük kısmının kalıcı kar ve buz olarak kaldığı döneme geçiş yapıldığının altını çizen Türkeş, şöyle devam etti:
“Gigantopithecus blacki’nin ortam değişikliği nedeniyle zaman içerisinde soyunun yok olduğunu görüyoruz. Primatın soyunun tükendiği dönem ağırlıklı olarak buzul çağına ve görece soğuk koşullara karşılık geliyor. Bu primat türünün yok olduğu günümüzden 295 bin ila 215 bin yıl arasındaki döneme kadarki aralıkta görece soğuk bir buzul çağı etkisi var fakat neslinin tükendiği süreçte yeniden bir ısınma görülüyor.”
Mevsimselliğin yıl içinde daha düşük olduğu bir iklimden, mevsimselliğin daha yüksek olduğu bir döneme geçişte yaşanan çevresel değişikliklerin kapalılığı yüksek geniş ormanları seyrek açık ormanlara, çalılıklara ve çayırlara dönüştürdüğünü, bitki örtüsünde yaşanan büyük değişimin de otobur Gigantopithecus blacki’yi gıda bulmak için daha fazla efor sarf etmeye ittiğini aktaran Türkeş, şunları söyledi:
“En önemli şey gıdanın azalması, zor bulunması ve buna bağlı olarak düşmanların artması, bağışıklığın düşmesi nedeniyle üreme başarılarının azalması. Belki hastalık ve zararlıların çevresel koşullarla birlikte artmasıyla primatlar bunlardan etkilenmiş olabilir. İklimin değişkenliğinin artması, ekosistemlerde bu boyutta değişikliklere neden olan mevsimselliğin artması da doğal vejetasyonda belirgin değişiklere yol açtığının bir kanıtı.”
Türkeş, söz konusu araştırmaya göre Gigantopithecus blacki’nin yakın akrabası olduğu düşünülen birkaç türün beslenme tercihlerini ve davranışlarını değişen koşullara uygun olarak şekillendirebildiğini fakat büyük primatın iklim, vejetasyon, ortam, gıda ve gıdaya erişim koşullarına uyum gösteremeyerek kronik stres ve azalan popülasyon belirtileri göstermesi sonrası neslinin tükendiğini sözlerine ekledi.