Özel okul öğretmenleri biriken dertlerini ve sorunlar yumağını SÖZCÜ’ye anlattı. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Üyesi olan eğitimciler mağduriyetleri hakkında bilgiler verdi.
İzmir Menemen’deki bir özel okulda çalışmış olan Beden Eğitimi Öğretmeni Ferhat Şen, “Göreve başladığım andan itibaren sürekli sigorta primlerimiz kesildi, maaşlarımız elden verildi, eğitim ödenekleri yatırılmadı, aynı okula bağlı bir başka ilçede bulunan kolejde ek görevler yaptık fakat bu emeğimiz karşılığında ek ücret alamadık. Hakkımızı arayınca işten çıkarıldık. Okulun kapanacağı bahanesiyle son maaşımız ve tazminatlarımız ödenmedi ama yeni okullar açmaya devam ettiler” dedi.
ÖĞRETMENLER HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI
İngilizce Öğretmeni Tuğba Arıcı, maaşlarının asgari ücret seviyesinde yatırıldığını, kalan kısmının elden ödendiğini, bazı hak edişlerinin ise verilmediğini söyledi. Daha sonra okulun zarar ettiği gerekçesiyle maaş miktarını asgari ücret düzeyine indirdiğini belirten Arıcı, işten ayrıldığını ancak alacaklarının ödenmediğini ifade etti.
Güzel Sanatlar Öğretmeni Esmeray Bilgin, aynı kolejde yaklaşık 8 yıl çalıştığını, sözlü güvenceler verildiğini fakat şartlarının iyileştirilmediğini belirterek, “8 yıllık tazminatımı talep ettim, fakat bu talebimi reddettiler ve istifa etmemi söylediler” ifadelerini kullandı.
Bilgin, “Bugün bizi mağdur edip hakkımızı vermeyen bir eğitim kurumu nasıl olur da çocuklarımıza haklarını savunmayı öğretebilir” diye sordu. Hak arayışını hukuk mücadelesiyle sürdürme kararı alan öğretmenler yargıya başvurarak dava açtı.
SENDİKA TABAN MAAŞ UYGULAMASI İSTİYOR
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ege Bölge Temsilciliği ise bu örneklerin buzdağının görünen kısmı olduğunu vurgulayarak çarpıcı bilgiler verdi. Kolej, kurs, rehabilitasyon merkezi ve ana okullarının yer aldığı özel sektörde emek üreten yaklaşık yarım milyona yakın öğretmen bulunduğunu belirten sendika yönetimi, tüccar eğitim kurumu patronlarının öğretmenleri köle düzenine tabi tuttuğunu öne sürdü. Milli Eğitim Bakanlığı’na da eleştirilerini dile getiren sendika şu açıklamada bulundu:
*Üç ayrı kanuna bağlı çalışan tek meslek grubu özel sektör öğretmenleridir. Çalışma koşullarında 4857 Sayılı İş Kanunu’na, 5580 Sayılı Özel Öğretim Kanunu’na, yetki, sorumluluk, ödül ve cezalarla bunların uygulanmasında ise 657 Devlet Memurları Kanunu’na bağlıdırlar.
*Özlük hakları yok denecek kadar az olan öğretmenlerimizin kamuda çalışan denk meslektaşlarıyla eşit ücret alması anlamına gelen “Taban maaş” uygulaması, 2014 yılında hiçbir gerekçe gösterilmeden sessiz sedasız yürürlükten kaldırılmıştır. Öğretmenin en öncül ve güvenceli özlük hakkı böylece ortadan kalkmış ve emek sömürüsü taban maaşın kaldırılmasıyla uç boyutlara ulaşmıştır.
ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA ÇALIŞAN ÖĞRETMENLER VAR
*Şu anda Türkiye’de özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin maaşı büyük oranda asgari ücret ya da asgari ücretin biraz üzerinde seyretmektedir. Hatta asgari ücretten de az maaşlara, yoğun mobbing altında çalışmak zorunda olan öğretmenlerimiz olduğu bilinmektedir.
*Taban maaş dışındaki en büyük sorunlarımızdan birisi de süreli sözleşmelerdir. Kanuna göre sözleşmelerimiz en az 12 aylık yapılmalıdır ancak zaten güvencesizliğimizin temeli olan bu mevsimlik işçi sözleşmesini bile delip bize 8 -10 aylık yasa dışı sözleşmeleri dayatmaktadırlar. Bu da öğretmenin yazın maaş alamamasına, SGK priminin ödenmemesine, böylece tazminat hakkının da ortadan kalkmasına neden olmaktadır.
ÖĞRENCİ MÜŞTERİ, ÖĞRETMEN PAZARLAMACI OLARAK GÖRÜLÜYOR
*Süreli sözleşmelerde ise kurumların dayatmaları inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Eğitim sektörünün ağırlıklı olarak tekstilcilerin, müteahhitlerin tekeline geçmesiyle öğrenciyi müşteri, öğretmeni pazarlamacı gibi gören bir sistem oluşmuştur.
KÖLELİK SÖZLEŞMESİ
*Bu sistemin öğretmene dayatmaları ise artık sözleşmelerimizin iş sözleşmesinden çıkıp kölelik sözleşmesine doğru evrilmesine de sebep olmuştur. Tek taraflı cezai şartlarla düzenlenen bu sözleşmelerde, hamile kalmama koşulu, evlenmeme koşulu, aşırı esnek mesai saatleri, öğretmene senet imzalatarak işe alma ve benzeri pek çok madde bulunmaktadır. Tüm bu dayatmaların duyulmaması için de öğretmene 60 -150 bin lira aralığında tazminat ödeme maddesi yüklenerek gizlilik sözleşmeleri imzalatılmaktadır.
İKTİDAR EĞİTİM TÜCCARLARININ ÖNÜNÜ AÇIYOR
*Bakanlığın ise özel sektör çalışanını “öğretmen” olarak görmeme gibi bir tutumu vardır. Devlet, eğitim yükünden kurtulmak için özel sektörün önünü açıp, kurum sahiplerini destekleyecek pek çok girişimde bulunurken, eğitimin en önemli paydaşı olan öğretmenlerin koşullarını iyileştirecek hiçbir şey yapmamaktadır. İktidar attığı her adımda bu alandaki eğitim tüccarlarının önünü açacak hamlelerini yasal kılıfa çok rahat uydurmaktadır.
ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİ DIŞLANIYOR
*Devletin bütün bileşenleri tarafından ayrıştırılıp ötekileştirilen bir meslek grubuyuz. Öğretmen evlerinden faydalanamayan, yeşil pasaport alamayan, öğrencilerimizi ücretsiz müzeye sokarken kendi parasını ödeyip giren, promosyon alamayan bir meslek grubu… Eğitim – öğretim ödeneğini öğretmenine veren kurum sayısı ise toplam sayının üçte birini dahi geçmeyecek azlıktadır. Bazı kentlerde toplu ulaşım indiriminden yararlanamıyoruz, yerel yönetimler dahi öğretmen olarak görmüyor bizi. Pek çok şehirde ulaşım indiriminden faydalanan özel sektör öğretmenleri tüm girişimlerimize rağmen İzmir’de nedense bu indirimden yararlanamamaktadır.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI
*Milli Eğitim Bakanlığının Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda esamisi okunmayan özel öğretim kurumlarındaki öğretmenleri gözetmesini, 2014 yılından önce zaten yasada var olan taban maaş hakkımızı geri getirerek öğretmenin yanında olduğunu ispatlamasını istiyoruz.
*Özel sektör öğretmenleri artık patronların baskısıyla maaşını gizlemekten, bireysel pazarlıklarla günü kurtarmaktan ziyade, insanca yaşanacak bir maaş ve ücret için, kutsallık dayatmasıyla sindirilen, mobbing ile yıldırılan öğretmenlerimiz için, krizin faturasını, öğretmenini işsiz bırakma korkusuyla körükleyen patronlara karşı gücümüzü göstermek için dayanışmamızı sendikamızın öz gücüyle her alanda haykırmaya devam edeceğiz. Mücadele dersini öğretmenler verecek.